TAG Heuer 165. Yılında “Designed To Win” Kampanyasıyla Yeni Bir Döneme Giriyor

TAG Heuer, efsaneleşmiş reklamlarının izinden giden yeni kampanyası “Designed to Win”i lanse ediyor. Markanın temel değerlerini özümseyerek, zihinsel gücün, kritik anlarda yüksek performans sergilemenin, dayanıklılığın, disiplinin ve zafer yolundaki amansız arayışın öyküsünü anlatan kampanya, TAG Heuer’in avangart inovasyonun ön saflarında yer almasının 165. yılında ilham verici bir özet sunuyor.

Yeni koleksiyon; 1990 yılındaki ünlü bir röportajında, “İkinci ya da üçüncülük için değil, birincilik için tasarlandım,” cümlesiyle tarihe kazınmış TAG Heuer elçisi Ayrton Senna’dan doğrudan esinleniyor.
 Bu yol gösterici felsefe, TAG Heuer tarihinin sıradaki bölümüne rehberlik ediyor.

Herkese; bilginin ötesindeki icatları gerçekleştirme, elinden gelenin en iyisini başarma, fiziksel kapasitesinin ötesine geçme ve korkularını yenme gücü veren yeni idealler, bugün TAG Heuer’in merkezinde yer alıyor ve şirketin geleceğine yön veriyor.

Esasen TAG Heuer, insanların sınırlarını aşma ve en çılgın tutkularına ulaşma konusundaki olağanüstü potansiyelini kutluyor. “Designed to Win”, TAG Heuer evreninde çok önem taşıyan “kairos”un -gerçeğin tanımlayıcı ve kritik anının- temelini özetliyor.

Çok Önemli Bir Evrim

Saatçilik sektörünün en büyük pazarlama güçlerinden biri kabul edilen TAG Heuer, etkili ve akılda kalıcı reklam kampanyaları geçmişine ve sıklıkla taklit edilse de hiçbir zaman kopyalanamayan dinamik bir stratejiye sahip.

1920’lerde Olimpiyat oyunlarında varlık göstermesi ve Jack Heuer’in 1969’da bir Formula 1® aracında ilk logonun doğmasına yol açan vizyoner fikirleri ve motor sporları ile arasındaki güçlü bağ da dahil, spor ve zaman ilişkisinde lider rolünü üstlenmesinden 1971’de ilk takım ortaklığına, şirket her zaman yaratıcılığın ön saflarında varlık gösterdi ve iletişimin sınırlarını zorladı. Jack Heuer’in 1960’larda New York’ta Ries, Cappiello & Calwell ile ilk basılı kampanyalarını tasarlaması için anlaştığı andan itibaren, TAG Heuer’in tanınmasını sağlayan güçlü karelerin gelişi müjdelenmişti.

Şirket 1990’da, markayı 90’lar boyunca inanılmaz bir hızda büyüten güçlü bir platform oluşturup günümüze kadar gelmiş “Don’t Crack Under Pressure” (Baskı Altında Kırılmama) sloganını duyurdu.

Renkli TAG Heuer logosuyla tamamlanmış siyah-beyaz fotoğraflarda; bir bisikletçi, eskrimci, okçu ve kayakçının yanı sıra Ayrton Senna ile Michael Schumacher gibi yarışçıların da kariyerlerinin önemli anları ölümsüzleştirildi.

1995 senesi, TAG Heuer’in yükselişindeki bir sonraki adıma, kendilerini olağanüstü koşullara sokan sporcuların ikonik karelerinin tanıtıldığı “Success, It’s a Mind Game” kampanyası ile tanıklık etti. Paha biçilmez vazolarla çevrili bir çukura son vuruşu yapan bir golfçü, savaş uçağıyla yarışan bir Formula 1® arabası, şelalenin tepesinde rekabet eden denizciler, binadan binaya atlayan bir binici ve uçurumun kenarında hücuma hazırlanan bir ragbi takımının tamamı, göz alıcı kareler yarattı.

1998’de “Inner Strength”, 2002’de “What Are You Made Of” ve 2014’te “In Theory” gibi diğer kampanyalar da markanın gelişimini sürdürürken, dünya çapında arzu edilebilirliğini artırarak müşteri kitlesini büyüttü. 

Yeni Bir Dönem

“Designed to Win”, yenilikçiliği ve işlevsel tasarımıyla İsviçre saatçiliğinin en etkin oyuncularının başında gelen TAG Heuer’in yeni kimliğini temsil ediyor. Performanslarını TAG Heuer kronograflarına göre ölçmüş ünlü sporcular tarafından şirketin tarihine zaman içinde işlenen başarı fikri de bu yaratma duygusuyla ilintili. 

Bireysel zafer hissinin ötesinde, birlikte kazanmanın çağrışımları vardır: şampiyonada mücadele eden bir takım veya devrim niteliğinde yeni bir proje üzerinde çalışan iş birlikçiler… Ve başarı mutlak değildir, bu bireysel performansımızı yeni boyutlara taşıyacak bir zafer de olabilir.

Marka kimliğinin geçmişten beri bir parçası olmuş güçlü siyah-beyaz görseller, özel bir etki yaratan renkli ürün ve logolar ve yarışçının vizyonuna odaklanma gibi unsurları kullanan TAG Heuer elçileri, muhteşem fotoğraflarda boy gösteriyor.

Ödüllü aktör Ryan Gosling, dört kez Olimpiyat madalyası kazanan engelli koşucusu ve sprinter Sydney McLaughlin-Levrone, üç Olimpiyat şampiyonluğu bulunan yüzücü Summer McIntosh ve birçok kez European Tour şampiyonluğunu elde etmiş golfçü Tommy Fleetwood’un profesyonel kariyerlerinin önemli anları, TAG Heuer imzalı karelerde gözler önüne seriliyor.

Diğer görsel materyaller, Formula 1® ve Automobile Club de Monaco ile resmi ortaklıklarına atıfta bulunarak, araçların pistte ve Monaco sokaklarında mücadele ettikleri anları gösteriyor.

Ayrıca, üç kez Formula 1® Dünya Pilotlar Şampiyonu ünvanını kazanmış Ayrton Senna ve dört kez Formula 1® Dünya Pilotlar Şampiyonu olmuş Max Verstappen de 2025’te spora Formula 1®’in Resmi Zaman Tutucusu sponsorluğuyla geri dönen TAG Heuer ve Formula 1® arasındaki güçlü bağın kutlamasında yer alıyor. Diğer fotoğraflar, şirketin Formula 1® ve Automobile Club de Monaco ile resmi ortaklıklarına bir gönderme yaparak pistte ve Monaco sokaklarında pozisyon için mücadele eden arabaları gösteriyor.

Marka elçisi ve Hollywood yıldızı Ryan Gosling’in seslendirmesi ve “Designed to Win”in anlamını ortaya koyan senaryosuyla TAG Heuer’in yeni ruhunu tanıtan film ise muhteşem kareleri tamamlıyor. Dünyanın dört bir yanındaki insanların TAG Heuer’in yeni kazanma zihniyetiyle tanışıp bağ kurmasını sağlayan kampanya; çok değerli, global bir medya kampanyasının parçası olacak.

TAG Heuer CEO’su Antoine Pin, “Şirketin 165. yılını kutladığımız 2025, bizim için son derece önemli bir sene. Yıl boyunca sunduğumuz olağanüstü ürünler ve Formula 1® ile kurduğumuz harika ortaklık, bugün TAG Heuer’in kimliğini yeniden hayal etmemize mükemmel bir fırsat tanıyor,” diyor ve ekliyor: “En iyi performansımızı sergilerken yararlandığımız güç ve dayanıklılık ile disiplin ve çaba hislerini kapsayan ‘Designed to Win’, TAG Heuer’in heyecan verici yeni bir döneme başladığına ilişkin yeni bir slogan ve tanımlayıcı bir felsefe niteliği taşıyor.”

TAG Heuer Pazarlama Müdürü George Ciz de düşüncelerini şöyle aktarıyor: “TAG Heuer ve DDB Paris’te inanılmaz bir ekiple ‘Designed to Win’i hayata geçirmek harika bir deneyimdi. Bu kadar güçlü bir reklam kampanyası geçmişi ve saatçilik sektörünün pazarlama ve iletişiminde öncü stratejiler geliştirme konusundaki itibarımızla özel bir şey yaratmamız gerektiğini biliyorduk. Harika elçilerimizi ve ortaklarımızı bu çarpıcı görüntülerin merkezine koymak ve onların başarılarını kutlarken başkalarına ilham vermek, TAG Heuer’i eşsiz kılan şeyin özünü oluşturuyor.”

TAG Heuer tasarımlarını; resmi satış noktaları TAG Heuer İstinye Park, TAG Heuer Galataport, Quadran İzmir İstinye Park ve Quadran Land of Legends Antalya butiklerinden ya da quadran.com.tr web sitesi üzerinden uluslararası garantisi ile birlikte satın alabilirsiniz.