Ankara’da iki eğitimci bir anıt önünde direniyorlar, tüm inatları ve onurlarıyla, ve hatta açlıkla. Seslerini duymak zorundayız.
Sebepsiz, apar topar, hiçe sayılarak kenara atılan, işinden, ekmeğinden olan akademisyenlerden biri Nuriye Gülmen, haksızlığı kabul etmeyerek onurlu bir direniş başlattı. Yüksel Caddesi’nde tek başına başlattığı eylemi bugün yüz binlerce duyuldu ama bu da yetmez. Çünkü hâlâ bir sonuç yok, bir muhatap yok. Oysa Nuriye Gülmen’in ve Semih Özakça’nın bir tek talepleri var; “İşimizi geri istiyoruz”…
Darbe girişiminin ardından ilan edilen ve bir türlü bitmek bilmeyen olağanüstü hâl, olağandan daha da olağanüstü sonuçlar doğurmaya elbette devam ediyor. Yıllarca emek verdikleri işlerinden olan akademisyenlerin bir çoğunun kahvaltıcı, garson olmaya başladığı bu günlerde bir akademisyen isyanını sessizce büyüttü ve kabul etmiyorum dedi. Elinde pankartıyla oturduğu kaldırımda devleti bir şekilde rahatsız etmeyi başardı. Devamı malum oturmaya başladığı ilk günden beri defalarca göz altına alındı, dayak yedi, burnu kırıldı. Ama o pes etmedi. Sonra bir başka emekçi akademisyen onun yanına katıldı. Semih Özakça da hayli alakasız bir soruşturmayla işinden atılan KHK mağdurlarındandı.
Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile işinden edilen Nuriye Gülmen’in ve Semih Özakça’nın direnişleri açlık greviyle devam ediyor bu günlerde. Tam 65 gündür kendilerini açlıkla terbiye etmeye çalışanlara açlıkla cevap veriyorlar ve ısrarla işlerini geri istiyorlar.
Fiziksel durumlarının her geçen gün kötüye gittiğinin duyulmasının ardından kamuoyunda ve sanat camiasında onalr için yükselen sesler arttı ama devletin açlık grevini sonlandırmak ve bu akademisyenlere işlerini geri vermek gibi bir olumlu bir adımı yok.
Geçtiğimiz hafta Medyascope’dan Özgür Özdemir’e konuşan Gülmen, neden açlık grevinde olduğuna dair soruyu bir video ile cevapladı. Açlık grevi için “‘Bizi açlıkla terbiye edemezsin’ demenin çok direk, çok net, çok kararlı bir cevabı bu. Şu an ekmek kavgası veriyoruz. Bunu duymak zorundasınız. Siz de bizi görmelisiniz.” diyor.
Siz Nuriye Gülmen’i ve Semih Özakça’yı görüyor musunuz? Duyuyor musunuz?
Hepimiz bu videoyu izlemeli ve daha fazla kişiye onların seslerini, onurlu mücadelelerini duyurmak, onların adalet açlığını beraber doyurmak zorundayız.
Kaynak: @Journo