Lübnan mutfağını bizlere sevdiren özellikle kahvaltısını dilimizden düşüremediğimiz bir adres: Arada.
Arada Beyrut, Arada Endülüs, Arada Blue City derken yakında Arada Villa Bosphorus ‘u bize tanıtmaya hazırlanan markanın kurucusu Anas Jebbeh ile konseptleri hakkında konuştuk.
Benim de müdavimi olduğum zaman zaman kendimi hafta sonları kahvaltı kuyruğunda bulduğum son yılların en trend mekanlarından biri Arada. Her biri farklı konseptli üç şubesi olsa da benim favorim Karaköy’ün göbeğinde ihtişamlı kapısıyla beni büyüleyen Arada Endülüs. Tam bir instagram köşesi diyebileceğimiz dizaynı ile sosyal medya kullanıcılarının da en uğrak yerlerinden biri. Peki bu konsept nasıl ortaya çıktı gelin bir de kurucusundan dinleyelim…
Sizi yakından tanıyabilir miyiz?
2103 senesinde Lübnan’dan Türkiye’ye geldim amacım 3-4 ay kalıp genel bir turistik gezi yapmaktı. Nereden bilebilirdim ki İstanbul’u görür görmez aşık olacağımı.
İlk olarak Türkçe öğrenmek amacıyla eğitime başladım burada ve öğretmenim Didem ile bu yolculuğumuz başladı.
Arada, konsepti hakkında bilgi alabilir miyiz?
Türkiye’yi bu kadar aşkla sevince kökenlerime ait Lübnan mutfağını Türkiye’de de tanınır hale getirmek istedik. Neden Arada diye soracak olursanız insanın hayatı hep bir şeylerin arasında kalmakla geçiyor. Mesela ben aşık olduğum İstanbul’da mı kalmalıyım yoksa kendi ülkeme mi dönmeliyim gibi arada kalan düşünceler yaşadım. Özetle hayatımızın birçok alanında aradayız…
Beyrut, Endülüs ve Blue City… Neden tüm Arada’ların farklı isimleri var?
Hikayemiz ilk olarak Arada Beyrut konsepti ile başladı, yoğun ilgi görmedi bizi büyümeye yöneltti. Önce Endülüs’ü ardından da Blue City’i kurduk. Böylece üç farklı şehrin en özel konseptleri ile insanlar Arada lezzetlerini deneyimlemeye başladılar.
Konseptlerimizin her biri ayrı ilgi görüyor ve beğeniliyor bu yüzden Arada olarak farklı şehir konseptleri ile büyümeye devam etmeyi hedefliyoruz.
Arada’yı diğer Lübnan restaurantlarından ayıran nedir?
Biz İstanbul’daki restaurant konseptli ilk Lübnan mutfağı mekanıyız. Ve en önemli özelliğimiz annelerimizin evlerimizde bize pişirdiği birebir yöresel lezzetleri menümüze taşıyor olmamız. Lübnan mutfağının vazgeçilmezleri vardır zahter gibi tahin gibi besinler. Bunlar baş aktörler sayılırlar. Özellikle tahini Lübnan’dan getirtiyoruz. Tıpkı evlerimizdeki lezzetleri yakalamak bizim için önemli. İşimizi aşkla ve yılmadan yapıyoruz çünkü bizim için herkese kendi evinde gibi hissettirmek çok önemli.
Sizin bir de fast food markanız Hungry Birds var, oranın konsepti nedir?
Dünya mutfağından sokak lezzetlerini özel reçeteler hazırlayarak oldukça farklı bir fast food anlayışı yarattık. İnanılmaz bir ilgi gördü ve kısa sürede üç şube açtık. Türkiye dışında da şubeleşmeye gidiyoruz, yakında Riyad’da iki tane şubemiz açılıyor.