Mutlu ilişkilerin soyu çoktan tükendi, çok mutlu ilişkiler de KHK ile yasaklandı, ilişki umudu taşıyan son nesil olarak bizler de yarı yolda bırakılmaktan yorulduk. Bu sebeptendir ki, çevremdeki ilişkileri çok mutsuz, mutsuz ve umutsuz diye kategorize ettim. Çünkü, henüz mutlu olanına denk gelemedim.
Az önce de dediğim gibi, zaten çevremizde ilişkisi olan insan sayısı, bir elin parmağını geçmiyor. Günümüz ilişkilerindeki her bir yıl, 7 seneye tekabül ediyor. Yani hasbelkader bir yıl ilişki yaşasanız, 7 yıllık bir zamanı ve duyguyu tüketmiş oluyorsunuz. Durumun vahametini kavrayamadıysanız, 5 yıllık bir ilişki ardından 35 yıllık bir tükenmişlikle baş başa kalan kendimden de örnek verebilirim.
Ben mutlu mesut bir hayat yaşarken, bekarlar dünyası denen ve içinde seri katil, hafif şizofren ve hatta tam şizofrenlerin var olduğu bir şey inşa olmuş. Arkadaşlarımın sürekli bahsettiği ve fakat benim hiç yüz yüze gelemediğim o şizofren ile geçtiğimiz günlerde ben de tanıştım. Çok yakın bir arkadaşım, instagramdan O’na sürekli hayranlık mesajları atan, her fotoğrafına kalp koyan, sesli mesajlarla günaydın diyen biri ile flört ediyordu. Aynı kişi, günlerden bir gün ortada hiç bir şey yokken, ben bu yükü kaldıramıyorum deyip gitti. Yine yakın arkadaşlarımdan biri ben hariç, çevredekilerin baskısına boyun eğip yaşam standartları pek de denk olmayan biriyle bir kaç gün takıldı. Her şey güzel gidiyordu, birlikte tatil planları kurarken, senin çevrene ayak uyduramıyorum, deyip gitti. Ve tüm bunlar bir hafta içinde, benim sağımda solumda cereyan etti.
Az önce bahsettiklerim ilişki umut edip, hayal kırıklığı yaşayanlar bir de ilişki içerisindeki çaresizler var ki, bence onların durumları daha trajik. Çünkü; sevgilisinden ayrılırsa karşılaşacaklarından korktuğu için bile ilişkisini sürdürenler var. Hadi daha amiyane bir anlatım ile ‘’sevgilisinden daha iyisini bulamayacağını’’ bildiği için ilişkisini devam ettiren umutsuz çiftler bunlar. Birbirlerine tahammülleri kalmamış aslında, her fırsatta en yakın arkadaşlarına birbirlerinin dedikodusunu yapıyorlar, birbirlerinden ne denli nefret ettiklerinden bahsedip, sonra hiç bir şey olmamış gibi akşam yemeği yiyorlar. Korkulur bunlardan.
Çok mutsuz ilişkilerde durum biraz farklı, onlar çok uzun yıllardır birlikteler, birlikte büyümüşler, kariyer gelişimlerine birlikte tanıklık etmişler hatta birlikte ev, araba almışlar. Sevişemiyorlar, tutkularını kaybetmişler, kronik depresyondalar ve onları bir aradan tutan her şeyin dünyevi, maddi olduğunun farkındalar. Başka birinden heycanlanamıyorlar, çünkü heyecan duygusunu kaybetmişler. Daha çok uzun süre birlikte yaşayacaklar, belki kredi ile yazlık alıp, mutsuzluklarına mutsuzluk katacaklar. Yazık be!
Mutsuz ilişkilerde ise, çiftlerden biri ya daha ünlü, ya daha güzel/yakışıklı ya da daha zengin veya hepsi! Bu çiftlerimizin arasında kaybetme duygusunun yaşattığı bir mutsuzluk var. İlişki mutsuz değil aslında çiftlerden biri mutsuz ve diğerini mutsuz ediyor. Gözümle gördüm bardak atıyo üstüne, yetmezmiş gibi gecesini gündüzünü zehir ediyo. Ayrılsana oğlum o zaman, artık birbirinize iyi gelmediğinizi anlamanız için kaç örnek lazım? Azıcık cesaret be!
Şimdi bu ahval ve şerait içinde; sağlıklı çocuklar, sevgi dolu bir dünya hayali ütopya. Dünyanı kurtarsa kurtarsa, tüp bebek merkezleri ve anneanne/babaanne bakımı kurtarır. Zira sevgiye en son tanık onlarmış gibi geliyor bana. Aslında yaşlı da değilim ben niye bu geçmişe özlem, içimdeki yaşlı bir gitsene artık. Bir rahat bıraksana beni! Neyse siz yine aşka sevgiye inanın. Ben ve çevrem bu şekilde yaşıyor diye senin de başına bunlar gelecek diye bir kural yok. Bir aşık olursun, bize de oradan buradan yazarsın, Instagram’a foto yüklersin, biz de göt oluruz. Çünkü; niye olmayalım.