Füzyon sanatı felsefesini benimseyen İsviçreli yüksek saat markası Hublot, Türkiye için özel olarak limitli sayıda ürettiği “Deep Green” modelini sundu.
İnce bir işçiliğe ve eşsiz bir tasarıma sahip Hublot Deep Green limitli edisyon saat, Hublot’nun farklılıkların kreatif birlikteliğini kutlayan mottosu “Art of Fusion”dan ilham alınarak sadece 35 adet üretildi. Normal şartlarda bir araya gelmeyecek unsurların füzyon sanatı yapabilmek amacıyla buluşturulmasına odaklanan “The Art of Fusion” kavramı, Deep Green modeli ile Hublot imzalı arzu nesnelerinin en yenisini hayata geçirdi. Hublot’nun mevcut renk skalasındaki yeşil, ilk kez bu modelde siyah seramik kasaya entegre edildi. Üzerine göz alıcı altın dokunuşlar eklenmesi ile Deep Green, yüksek saatçiliğe özgü estetik algısını bir üst seviyeye taşıdı.
Dj Can Hatioğlu’nun performansı ile renklenen lansman partisinin konsepti de Deep Green’in benzersiz özelliğine uygun biçimde; yeşil tonlarının hakimiyetinde, 70’lerin disko ruhuyla günümüzün led dünyası harmanlanarak oluşturuldu. “The Art of Fusion” disiplinini üretim ve iletişim süreçlerinin tamamına yansıtarak, marka dostlarını farklı sektörlerin başarılı isimleri arasından seçmek üzere adımlar atan Hublot, söz konusu yolculuğa gastronomi alanından başladığını ve Hublot Türkiye ailesinin ilk üyelerinin başarılı şefler Danilo Zanna ile Ömür Akkor olduğunu da keyifli etkinlikte duyurdu.
D Saat Yönetim Kurulu Üyesi İlhan Sipahi ve D Saat ve Mücevherat Operasyon Direktörü İnanç Sevilir’in ev sahipliğinde gerçekleştirilen davette açılış konuşmasını, Hublot marka dostları Şef Danilo Zanna ve Şef Ömür Akkor üstlendi. Şef Danilo Zanna, trendlerden bağımsız ve zarif tasarımıyla beğeni toplayan Deep Green hakkındaki görüşlerini şöyle özetledi:
“Öncelikle karmaşık duygular yaşadığımı belirtmeliyim. Çünkü küçükken hep bir Hublot’mun olmasını hayal ederdim, Hublot bir nevi bir hedefti aslında hayatımda. Sahiplendiği değerleri de çok önemsiyorum. Maalesef gündelik yaşantımızda kelimelerin anlamını unutuyoruz ancak füzyon çok derin, çok fazla anlam barındıran bir sözcük. Geçmiş olmadan geleceğin olması mümkün değil. Hublot’nun engin tecrübesi ile parıltılı bir gelecek inşa etmesini de paha biçilemez.” Ömür Akkor ise düşüncelerini şu cümleleriyle paylaştı: “Şu an 70’ler gecesindeyiz ama Hublot 80’lerde doğdu. Yani hem bugünü ve geleceği hem de geçmişi sahiplenen bir marka. Dolayısıyla Deep Green’in lansman davetinde bu konseptin uygulanması çok heyecan verici. Zaman aslında size ait bir şey değil, harcıyorsunuz ama o hep aynı kalıyor. Nitekim Hublot ile bugün 70’lerdeyiz, yarın 2050’lerde olabiliriz. Ben de uzun müddettir zamana dair ögeleri biriktirme gayesindeyim ve ilk günden beri bir parçasını almak istediğim bir markaydı Hublot. Bu sene iş birliğimizi Danilo ile beraber yürüteceğimizden ötürü de çok heyecanlıyım. Bu ekibin bir parçası olmaktan büyük mutluluk duyuyorum.”
Dekoratif detayları ve misafirlerin kostümleri ile temaya mükemmel biçimde uyum sağlayan eğlenceli gecede; Bige Önal, Hatice Şendil-Burak Sağyaşar, Raisa-Vanessa Sason, Seyhan Özdemir, Deren Talu, Asena Sarıbatur, Arzu Kunt, Şahika Ercümen, Gözde Atasoy, Pınar Hacıraifoğlu, Merve Oflaz, Ceylan Atınç – Berk Tanrıverdi ve Tamer Yılmaz gibi isimler yer aldı.
Türkiye’de D Saat portföyünde bulunan Hublot’nun Bölge Direktörü Augusto Capitanucci, Türkiye’ye özel olarak tasarlanmış Deep Green ile ilgili, “Doğuş Grubu markası D Saat ile uzun yıllardır harika bir iş birliği içindeyiz. 10 seneyi aşkın sürede, sadece Türkiye için limitli sayıda üretilmiş birçok özel saat projesini geride bıraktık. En özellerinden biri de şüphesiz, füzyon sanatına övgü niteliğindeki Deep Green modeli oldu,” dedi.
Yalnızca 35 adet üretilen 45 mm.’lik Deep Green; yeşil kadranı, yeşil krokodil kayışı, saten bitişli, cilalı siyah seramik kasası ve altın tepesi, butonları ve indeksleri ile saat tutkunlarının dikkatini çekti.