FENDI Casa – Milano Design Week 2025

FENDI Casa, 2025 Milano Design Week vesilesiyle, markanın kendine özgü dili ve estetik felsefesini ileriye taşıyarak yeni stil dengeleri ve ifade biçimleri keşfetme yolculuğuna devam ediyor.  FENDI’nin mükemmeliyetçi tasarım anlayışında ilham alan bu yılki koleksiyon, markanın 100. yıl kutlamalarıyla da bütünlük oluşturuyor.  Genç yetenekleri keşfetme ve destekleme konusundaki kararlılık, Silvia Venturini Fendi’nin güçlü desteğiyle, FENDI’nim Aralık 2024’te Design Miami/ kapsamında iş birliği yaptığı Britanyalı tasarımcı Lewis Kemmenoe’nun projeye dahil edilmesiyle daha da pekiştiriliyor.

FENDI Casa 2025 koleksiyonu, zamanla ikonikleşen parçaların ve yeni fikirlerin zarif bir birleşiminden oluşuyor; güncellenmiş malzemeler, renkler ve bitişlerle yeniden yorumlanarak tamamen yeni atmosferler yaratılıyor. Sürekli gelişen bir anlatıya sahip olan koleksiyon, hem çağdaş hem de zamansız estetik duyarlılıklara yanıt verirken, trend öncüsü konumlunu da kucaklıyor. Bu düşünsel esneklik, markanın güçlü stilistik tutarlılığıyla temelleniyor; böylece FENDI Casa, çağdaş tasarımın yönünü önceden sezip yeni yaratıcı sesleri bu yolculukta yoldaş olarak benimseyebiliyor.

Genç yetenekleri keşfetme ve destekleme konusundaki kararlılık, Silvia Venturini Fendi’nin güçlü desteğiyle, FENDI’nim Aralık 2024’te Design Miami/ kapsamında iş birliği yaptığı Britanyalı tasarımcı Lewis Kemmenoe’nun projeye dahil edilmesiyle daha da pekiştiriliyor.

Lewis Kemmenoe, Piazza della Scala’daki ikonik FENDI Casa butik mağazasının konseptini ve vitrin düzenlemelerini kurgularken; tasarımları da burada sergileniyor. Hem maddesel hem de şiirsel bir anlatı sunan bu yaklaşımda, Kemmenoe’nun sergi alanını tanımlayan panellere yerleştirdiği formlar, terzilik ve deri işçiliğinde kullanılan el işçiliği tekniklerini anımsatıyor ve yaratıcılığa ve savoir-faire anlayışına bir övgü niteliği taşıyan metafizik bir sahne tasarımına hayat veriyor. İç mekân belirgin bir ikilik taşıyor: Via Manzoni tarafı metalik malzemeler, duyusallık ve belirgin bir lüks anlayışıyla öne çıkarken; Via Verdi’ye bakan kısım doğal dokular, daha organik formlar, renk ve ton oyunlarıyla zarif ve sade bir şıklık sunuyor. Ortaya çıkan sonuç ise zıtlıkların bir dengesi oluyor: bir yanda gri ve siyahın görkemli paletiyle net ve temiz hacimler bulunurken; diğer yanda açık tonlu ahşap, bambu ve yumuşak hatlar mevcut.

Koleksiyondaki yeni parçalardan biri de Ceriani Szostak imzası taşıyan Later koltuk. İsmi sembolik olarak “primum laterem” ifadesine gönderme yaparken, aynı zamanda İngilizce “later” kelimesiyle de bir kelime oyunu yaparak maddesellikle ruhsal hafiflik arasındaki zıtlığa bir gönderme yapıyor. Bu modüler oturma sistemi, FENDI’nin Roma’daki genel merkezine ev sahipliği yapan rasyonalist mimari başyapıttan ilham alıyor: metal, deri veya kumaştan oluşan sert, kare bir çerçeve, kemerin yumuşaklığını sıcak ve konforlu bir kucaklamaya dönüştüren bir oturma alanını sarıyor.