BU YAZ SENİN YAZIN OLSUN!
Mayıs ile birlikte, şehirde iflah olmaz bir yarış başladı. Tabii ki sixpack yarışı! Beni bile canımdan bezdiren, hayattan soğutan ve sanki bir ömür boyu sürecekmişçesine korku salan kış bitti! Herkes teker teker tatil planlarını yapmaya, yazlık beldeler için uçak biletlerini şimdiden rezerve etmeye, ucuz yurt dışı seyahatleri kovalamaya başladı bile. Eskiden deniz kum güneş deyince mutluluk gelirdi aklıma şimdi ise; geniş omuz, dümdüz karın ve taş gibi kalça! Eğer bu saydıklarımdan en az biri sen de yoksa sakın ha plaja inme! Eğer 3’ü de sen de varsa, bütün plajlar senin, sen önden geç hemşehrim.
Ve fakat, birbiri ardına başlayan şehir partiler, gündüzlerimizi de gasp eden happy hour’lar ile hem fit kalıp hem de sosyalleşmek dünyanın en zor işi! Hadi haftada bir çıkıp cin soda içtim desen, lanet vücut ertesi gün ödem yapıyor. Çıktın ve içmedin diyelim, sarhoş insana tahammül edemeyip seri katil olman mümkün! Zaten haftada bir çıkmak filan hikaye, bir arkadaşın partisine gitsen öteki darılıyor, X’in lansmanına gitsen, Y bozuk atıyor! Olan yine karınlarımıza, ‘bırtlayan’ yanlarımıza oluyor.
Hemen hemen herkes aynı dertlerden mustaripken, kendi arkadaş çevremde bir anket yaptım…
- KFC yiyip alkol alan mı mutludur yoksa diyet ve spor yapan mı?
En can alıcı cevabı E. diye bir arkadaşım verdi. Kendisi mimar, kafası zehir gibi çalışıyor ve bu yüzden işsiz… Cevaba gelirsek, ‘’onlar mutlu siz güzelsiniz!’’
Ben de bu iki seçenek arasında sıkışıp kaldım, mutlu olmak istiyorum yoksa güzel olmak. Yüce insan Kate Moss ‘’zayıflık dünyadaki en büyük haz’’ demiş mesela, bizim toplumda bir dirhem et bin ayıp örter demiş.
Kimsenin cevap bulamadığı soruları kendime bir bir yöneltirken, insanların hem bu kadar sosyalleşip hem de nasıl bu kadar fit kaldıkları ile ilgili duyumlarımı iletiyorum! Zayıf, atletik, güzel ama ruh hastası şehir insanın gerçekleriyle yüzleştireceğim sizi!
Sadece alkol ile yaşayan umutsuz kızlar:
Şehirde sevgili bulmanın ve çift olmanın ne kadar zor olduğunu tekrar tekrar anlatmak istemiyorum. Zira yıldım! Bu kızlar, 30’larına merdiven dayamış ya da bir kaç basamak geçmişler, kendi paralarını kendileri kazanıyor, meslekleri var, yönetici adayları veya yöneticiler. Sevgili olmak istedikleri adam, şerefsiz çıkınca sabah kahvaltısında sonra başka hiç bir şey yemeyerek ve sadece alkol alarak, hem o adamı hem de kendilerini unutuyorlar. Son derece fitler ve yaza hazırlar.
Alkol alımının akabinde, diz kapağını koşu bandında sakatlayanlar:
Bak ben de bu gruba dahilim! Bu insanlar genelde ya serbest çalışıyor ya da çalışma saatleri esnek. Partiledikten sonra, hemen spor salonlarına koşuyorlar, dakikalarca kardiyo yaptıktan sonra, bir o kadar da direnç antrenmanı yapıp formunu koruyorlar. Bunlar da yaza hazır ve fitler.
Pamuk yutan ablalar!
Bunlar çok tehlikeli! Her şey beklenir bunlardan. Bildiğiniz marketlerde satılan pamukları, birer ikişer yutup karında tokluk hissi oluşturuyorlar. Hayatta kalacak kadar, su ve gıda alıp 0 beden halleriyle tüm davet ve partilerde en ön sırada hazır bekliyorlar. Hem yaza hem de her türlü savaşa hazırlar!
Şehir insanı, yalnız, yorgun, kırgın ve fit; şehir insanı, kaçak, şüpheci, dengesiz ve kaslı! Dış görünüşün bu denli önem kazandığı bir dünyada insan olarak bizler de, ister istemez bu yarışın içinde buluyoruz kendimizi. Dış görünüşlerimize göre yargılanıp, yargılıyoruz insanları. Hayatımıza kim girecek ve kiminle sex yapacağız, hem o dış görünümle ilgili. Asla spor yapmayın, ne bulursanız yiyin demiyorum tabii ki ama es geçtiğimiz bir husus var sanki, mutlu olmaktan ziyade başarının verdiği hazdan mutlu olan bir türe evrildiğimiz.
Bu yaz güneş tam tepeden vurduğunda bile kusursuz görünmeniz dileği ile…