Doğanın fısıldadıklarını cisimlere yansıtarak ruhu olan, olduğu gibi görünen natürel tasarımlara elleriyle şekil veren seramik tasarımcısı Gizem Çaldağ, kendi markası Dandelion Design Atelier için rustik stilde abajurlar, mumluklar, seramik şömineler, küpler, mug’lar, vazolar ve sunum tabakları üretiyor. Natürel bir renk skalasında hayat bulmuş her bir obje, adeta bir heykel gibi görünüyor.
Hissettiklerini emeğine yansıtarak koleksiyonuna şekil veren tasarımcı, çocukluğundan bu yana tutkusunun sanat olduğunun altını çiziyor. Sanatla iç içe olmaya tuvale resim çizmeye başlayarak adım atmış. Kendini ifade etme biçimi olarak alternatif bir yol ararken seramik zanaatıyla tanışmış. Dandelion Design Atelier’ı da bu aşamada kuran girişimci, “Ormanda yaptığım uzun yürüyüşlerde, doğanın hatta evrenin en muazzam tasarım ve anadilinin matematik olduğunu keşfettim. Her parça üzerine çalışırken hedefim en iyisini ortaya çıkarmak oluyor.” sözleriyle markasını yaratma sürecine ve yaratırken hissettiklerine değiniyor.
Karahindiba anlamına gelen ‘Dandelion’ ismini markasıyla birleştiren tasarımcı, neden bu ismi seçtiğini şu sözlerle anlatıyor: “Karahindiba, üfleyince dağılan o sihirli topçuklarıyla bana çocukluğumu hatırlatır. Hemen hemen herkes hayatında bir kere de olsa, dileğinin gerçekleşmesi ümidiyle karahindiba çiçeğine üflemiştir. Bu çiçeğe üfleyen, tohumlarını dağıtan, çocuklardır. Bu sebepten anlamı çocukluk ve masumiyettir. Ayrıca çiçeklerin ve bitkilerin dilinde karahindiba, güveni, gücü ve umudu simgeler.”
Rustik stilde mumluklar, seramik şömineler, muglar, sunum tabakları, abajurlar, küpler ve vazolar gibi tasarımlara imza atan Dandelion Design Atelier, natürel tarzıyla oldukça ilgi görüyor. Kendine ait sır reçeteleri olan Gizem Çaldağ, sırlama konusunda çok araştırma yapıyor.